Nesli yüzyıllar önce tükenmişti, şimdi geri dönmeye hazırlanıyor

Yüzyıllar önce nesli tükenen dodo kuşunun yeniden yeryüzüne dönmesi, bir bilim kurgu senaryosu olmaktan çıkmak üzere. ABD merkezli biyoteknoloji şirketi Colossal Biosciences, dodo dahil olmak üzere bazı türleri geri getirme hedefiyle yürüttüğü çalışmalarında önemli ilerlemeler kaydettiğini duyurdu.

Şirketin Kuş Genetiği Grubu, laboratuvar ortamında güvercin türlerine ait ilkel üreme hücrelerini (PGC – primordial germ cell) başarıyla üretmeyi başardı. Bu gelişme, genetik mühendisliği açısından kritik bir aşama olarak değerlendiriliyor; zira kuşlar üzerinde genetik düzenleme yapmak, memelilere göre çok daha karmaşık bir süreç gerektiriyor.

Colossal, aynı zamanda taşıyıcı olarak kullanılması planlanan genetiği değiştirilmiş tavuklar da üretmiş durumda. Bu özel tavuklar, kendi genetik materyallerine sahip olmayan yumurtalar üretebilecek şekilde tasarlandı. Böylece güvercinlerden elde edilen PGC’ler bu taşıyıcılara aktarılabilecek.

Amaç kopyalama değil, ekolojik işlevleri geri getirmek

Colossal kendisini “işlevsel yeniden canlandırma” (functional de-extinction) girişimi olarak tanımlıyor. Şirketin amacı, bir türün birebir kopyasını yaratmaktan çok, o türün ekosistemde üstlendiği rolü tekrar canlandırmak. Bu yaklaşım, genetik düzenlemenin asgari düzeyde tutulduğu, ancak ekolojik etkiyi hedefleyen bir yöntem olarak sunuluyor.

Şirketin kurucu ortağı ve CEO’su Ben Lamm, yaptığı açıklamada, “Güvercin PGC’lerinin laboratuvar ortamında başarıyla üretilmesi, kuş genetiği alanındaki en büyük teknik engellerden birini aşmamızı sağladı” dedi.

Genetik planlama nasıl işleyecek?

Colossal, dodo kuşuna genetik olarak en yakın iki türün, yani nesli tükenmiş Rodrigues solitaire ve yaşayan Nikobar güvercini üzerine yoğunlaşıyor. Nikobar güvercini, proje için temel şablon olarak seçilmiş durumda. Bundan sonraki aşamalarda Nikobar güvercinine ait üreme hücreleri, dodo genetik özellikleriyle düzenlenecek ve bu hücreler taşıyıcı tavuklara aktarılacak. Uzun vadeli hedef, bu hibrit kuşları çiftleştirerek dodo özelliklerini taşıyan bir soy elde etmek.

Araştırmacılar, güvercin PGC’lerini üretmek için yüzlerce farklı biyolojik bileşim denemiş ve en uygun formülü bulmayı başarmış. Bu başarı, dodo projesi açısından temel yapı taşlarından biri olarak görülüyor.

Colossal sadece dodo üzerinde çalışmıyor. Şirketin uzun vadeli projeleri arasında yünlü mamut ve Tazmanya kaplanı gibi türler de yer alıyor. Hatta bu yılın başlarında şirket, yaklaşık 10 bin yıl önce nesli tükenen “ulu kurt” türüne ait bazı genetik özellikleri taşıyan üç yavrunun doğduğunu açıklamıştı. Romulus, Remus ve Khalessi isimleri verilen bu yavruların sağlıklı şekilde büyüdüğü ve ikisinin önümüzdeki ay bir yaşına gireceği bilgisi de paylaşıldı.

Eleştiriler de var

Colossal’ın çalışmaları bilimsel çevrelerde heyecan uyandırsa da, şirketin “soyu yeniden canlandırma” terimini kullanması bazı uzmanlar tarafından eleştiriliyor. Eleştirmenler, yapılan genetik düzenlemelerin sınırlı olduğunu ve ortaya çıkan canlıların, nesli tükenmiş türlerin gerçek birer kopyası sayılamayacağını savunuyor.

Ancak Colossal, bu projelerin temel amacının biyolojik çeşitliliği ve bozulan ekolojik dengeleri yeniden kurmak olduğunu vurguluyor. Şirketin yaklaşımına göre, teknik tanımlamalar tartışmaya açık olsa da, elde edilecek sonuçların doğa için pratik faydalar yaratması esas mesele.

Dodo ne zaman geri dönebilir?

Şirket henüz net bir tarih vermese de, önümüzdeki 5 ila 7 yıl içinde dodo projesinin tamamlanması hedefleniyor. Planlar arasında, ilk bireylerin doğumunun ardından Mauritius adasında yerel araştırmacılarla iş birliği yapılarak, bu kuşların doğal yaşam alanlarına kademeli olarak uyumlandırılması da yer alıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir